KUR'ANDAN HABERSİZ
KURAN BİZE YETERMİ YETMEZMİ TARTIŞMALARI
Atilla MORÇOL
Giresun;28.03.2016
Bu soruya; Rasulullah’ın titizlikle uyduğu, Allah’tan bir
hidayet,Nur,Hablullah olan ve içinde
hiçbir şüphe bulunmayan yegane Kitap Kuran ayetleri ışığında cevap aramak imani
bir gerekliliktir.
Yüce Yaradan Rabbulalemiynin Öğüdüne Rabbin istediği ehemmiyeti
vermeyenler,O’nun Elçisinin öğüdünü de anlayamazlar.
Doğru bildiğimiz yanlış ezberlerden kurtulmak;öncelikle her türlü
asabiyetten kurtulmak ve Allah’ın Kitabı olan Kur’anı Dinde olması gereken
konuma oturtmakla mümkündür.Ve içinde hiçbir şüphe olmayan bu Kuran’ın,
Muttaqiler için hidayet olduğunu da bilmemiz ve iman etmemiz gerekmektedir.
“Şunu kat-i olarak biliniz ki; Bana Kur’an ile birlikte, onun bir
benzeri (sünnet) de verilmiştir. Karnı tok bir şekilde koltuğuna kurulmuş olan
bazı kimselerin ‘Bize Kur’an yeter! Onda helâl olarak ne görmüşseniz onu helâl,
neyi de haram görmüşseniz onu da haram kabul ediniz.’ diyeceği zamanlar
yakındır. Bilin ki, Allah Resûlü’nün haram kıldığı da Allah’ın haram kıldığı
gibidir.” (Ebu Davud, Sünnet: 6, Tirmizî, İlim: 10, İbni Mâce, Mukaddime: 2,
Dârimî, I, 117)
Bu Rivayet sahihmidir mevzuu/uydurmamıdır bilemem ancak bu Rivayeti
gündeme getirenlerin Kur’anın yani Hablullahın Dindeki konumu noktasında
kafalarının karışık olduğu kesindir. Kuran hakikati ile Bildiğimiz şudur
ki;Rasulullah dinini ve imanını Kuranla öğrendi,risaleti boyunca da hep Kurana
davet etti,Kurana uydu.
Bu rivayette geçen Kuranın benzeri nedir?Sünnetmidir hadismidir?Aslında
kasdedilen de Hadistir.Kuran’ın benzeri ise; neden Kuran gibi titizlikle inzali
sırasında Vahiy Katiplerince yazılması/zaptedilmesi söz konusu olmamıştır?Zanni
olan,6-7 ravinin birbirine rivayeti ile söz konusu olan Hadislere nasıl “Kuran
gibi” denebilir?
Peki Bu rivayeti tekzip eden;Müslim,İbn Mace,Ebu Davut rivayeti olan; "Size öyle bir şey bırakıyorum ki,eğer O'na sımsıkı sarılırsanız asla delalete düşmezsiniz;O Kitabullahtır." sözünü nereye koymak gerek!?
Uydurma bir sözü Rasulullah’a nispet etmek büyük bir vebal olduğu
malumdur.
Sahabenin
büyüklerinden Ebu Bekr ra 142,Ömer ra 538,Osman ra 146,Ali ra 536,Hasan ra
13,Huseyin ra 8 Hadis rivayetinde bulunduğu bilinirken,
Rasulullah
dönemine Müslüman olduktan sonra ancak 3 yıl ulaşmış Ebu Hureyre 5.374 Hadis
rivayet etmesi garib değilmi?
İbni
Saad’ın “Tabakat”ında, İbni Hacer’in “İsabe”sinde ve diğer Ehl-i Sünnet
alimlerinin muteber kitaplarında Ebu Hüreyra’nın Hayber’in fethinde Müslüman
olduğu yazılıdır.
Buhari’nin rivayetine göre (Sahih-i Buhari’nin “Alamat’un-
Nübüvvet’i fi’l- İslam” babında) Ebu Hüreyra’nın Resulullah (s.a.a) ile üç
yıldan fazla görüşmeye muvaffak olmadığı belirtilir.
İsrailiyat kültürünün Ebu Hureyre rivayetleri ile İslama girdiği iddiasınının
doğru olup olmadığını da Ebu Hureyre rivayetlerini bilenlerin vicdanına havale edelim.
Her aklı selim bilirki;Rasulullah’ın tartışmasız en büyük Sünneti Kurana
uyması,Kuranı yeterli tek kaynak görmesi,Kurana davet etmesi,Kuranla
uyarıp,Kuranla müjdelemesidir.Rabbimiz Allah’ın da Elçisine ve dolayısıyla
bizlere, Kur'an da emrettiği budur.
“Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve siz
ondan sorguya çekileceksiniz.” Zuhruf 44
Allah Rasulü risaleti boyunca Kurana titizlikle uysun,insanlara Kurana
uymayı öğütlesin sonra da dönsün;bu rivayetteki “Kuran yetmez” manasına gelecek
sözü söylemiş olsun. İyide bu rivayet NEDEN Müslim’de ve Buhari’de yok? Hiçmi
düşünmüyorsunuz? Demekki Buhari ve Müslim bu rivayeti ciddiye almamış.Varmı
başka izahı buyurun izah edin!
Kuran Bize yeter demek;bilakis Rasulullahı, O’nun Risaletini şeksiz
şüphesiz kabulü,O’nun sav
örnekliğini,Sünnetini ve Kuranla çelişmeyen mütevatir hadislerini kabul etmek anlamına gelir.
Ama “Kuran bize yeter” diyenleri suçlayanlar farkında olmadan “Kur’an Yetmez” dediklerini düşünemiyorlar
bile.
Dine sokulan Hurafelerin,bidatlerin,israiliyat kültürünün çoğunlukla
Allah Rasulüne isnat edilen rivayetler üzerinden gerçekleştirildiği malumdur.
Rasulullah’ın ahlakı Kuran idi.O’ndan Kurana aykırı ne bir söz sadır
olur ne de amel/eylem.Zaten buna Allah’ta izin vermezdi.
Hakka 44,45,46,47,48,49,50,51,52 ayeti celilelerine kulak verniz; “Eğer Peygamber bize
atfen bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak
yakalardık; sonra da onun şah damarını keser atardık. Hiçbiriniz buna engel de
olamazdınız. Doğrusu O takva sahipleri için bir öğüttür.İçinizde (O'nu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.Muhakkak O kafirler için bir iç yarasıdır. Ve O kati bilginin ta kendisidir. O Halde Ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et. ”
Bir başka önemli hususta şudur;
İdeolojik Hadisçiler “kurnazlık” yapıp, “Sünnet İnkarcıları” suçlaması
yaparak, biri birinden çok farklı anlayışları hatta çok lokal/marjinal (Edip
Yüksel,Yaşar Nuri gibi) kişilerin Sünnet ve Hadis anlayışını, genelleme
yaparak; Sahih Sünneti,Kuranla çelişmeyen Hadisleri kabul eden mü’minleri töhmet
altında bırakacak bir söylem geliştirdiklerini görmekteyiz.
Oysa Hadisle
Sünnet gerek nakli ve gerekse tabiatı gereği biribirden çok farklıdır.Evet
Sünnet Rasulullahın Dini Pratiğidir,Hadiste Rasulullahın din konusuna giren
konularda söylediği sözlerdir. Ancak Sünnet, Rasulullah hayattayken Müslümanlar
tarafından kabul edilen,bilinen ve nesilden nesile uygulanarak günümüze gelen
uygulamalarıdır.Sünneti konu edinen Hadislerin sahihliğine Sünnet delil teşkil
edmektedir, bunlar dışındaki rivayetler için ayni şey söz konusu
değildir.Sorunda zaten buradan çıkmaktadır.O rivayeti gerçekten Rasulullah
söyledi mi söylemedimi? Bu rivayeti Rasulullah söylemez demek hadis inkarcılığı
anlamına gelmez,sünnet inkarcılığı ise hiç değildir.Yoksa hiçbir Müslüman,
Rasulullah hayattayken; Dini konulardaki Sözlerine (Hadis) muhalefet etmemiş,Sünnetine(Dini
uygulamalarına) ise hiç itiraz vaki olmamıştır.Olamaz da! Yalnız zaman zaman “bu
vahiy midir,sizin şahsi görüşünüzmüdür” diye de sorulmuştur.Ki Vahiyle, Rasulullah'ın görüş ve sözleri arasındaki farkı Sahabenin bildiğini göstermesi açısından önemlidir.
Halihazırdaki Hadis Külliyatındaki rivayetleri Kuranla kritik edilmesi
gerektiğini savunan Müslümanları “hadis/Sünnet İnkarcısı” ilan edenler,Hadis
İmamlarının 600-700 bin rivayetten eleye eleye oluşturdukları eserlerindeki
hadis sayısını da dikkate aldığımızda,284 civarındaki Rivayette ittifak
edebildiklerinin ne manaya geldiğini analiz edemiyorlar. Hadis imamlarından
sahih/mütevatir gördüğünü diğeri kayda değer bile bulmamıştır.Bu
doğaldırda.Zira Hadislerin mevcudiyeti ve nakli;zanni delillere bağlı
olmuştur.Bunun içindirki bir hadis imamının sahih gördüğünü diğeri
mevzuu/uydurma görebilmiştir.Yada bir raviyi güvenilir bulan Hadis İmamına
karşılık diğer bir Hadis İmamı güvenilir bulmamıştır. Bu hususu dikkate almadan
“hadis inkarçılığı” suçlaması, kimse
kusura bakmasın cahilce bir suçlamadan öte bir anlam ifade etmemektedir.
Şimdi yukarıdaki bu Rivayeti birde Rabbimizin Kuranla ilgili şu ayeti
Celileleri üzerinde tedebbür ettikten sonra bir düşünelim.
“İşte sana da böyle, emrimizden bir ruh/can vahyettik. Sen kitap
nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz Kur'ân'ı, kullarımızdan dilediğimizi
doğru yola ilettiğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz sen doğru yola götürüyorsun.”
Şura 52
“Doğruluğunda şüphe olmayan bu
Kitap muttaqiler için hidayettir.” 2/2
“De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz
ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda
değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin
en hayırlısıdır.” Enam 57
“And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün
şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” Enbiya 10
“Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak
ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir kavim için yol gösterici ve bir
rahmettir o.” Casiye 20
” Bu
(Kur'ân), kendisiyle hem korkutulsunlar, hem O'nun ancak bir tek İlâh olduğunu
bilsinler, hem de (istikametli) akıl sâhibleri ibret alsınlar diye insanlara
bir tebliğdir.” İbrahim 52
“Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta
olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.” Ahzap 2
“Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın
hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de
demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle
gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" Enam 50
“Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden
bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.” Araf
3
“…. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler
zalimlerin ta kendileridir.” Maide 45
” Sana
indirdiğimiz ve onlara okunmakta olan kitap, kendilerine yetmedi mi? Bunda iman
edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve öğüt vardır.” Ankebut 51
” Göklerin,
yerin melekutuna ve Allah'ın yarattığı şeylere ve ecellerinin yaklaşmış
olabileceğine bak(ıp ibret al)madılar mı? Peki bun(a inanmadık)dan sonra hangi
söze inanacaklar?” Araf 185
“Ey Elçi, Rabbinden sana indirileni
duyur; eğer bunu yapmazsan, O'nun mesajını duyurmamış olursun. Allah seni
insanlardan korur. Doğrusu Allah, kafirler toplumunu yola iletmez.” Maide 67
Helal ve Haramı ancak Allah koyar Elçiler ise
bunu insanlara duyurur.Devlet başkanı olarak Allah elçilerinin;Müslümanların
maslahatı ve sosyolojinin gereği koyduğu
yasaklar,kurallar dinde ki helaller ve haramlarla ilgisi yoktur.Bu gün de
devletler bir takım yasaklar,kurallar,yaptırımlar vazediyor; bu toplumun
maslahatı,toplumsal,ekonomik ve siyasi hayatın düzen içinde akışını sağlamak
için gerekliliktir.
“Şunu da söyle: "Allah şunu
haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer
tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi
yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi
Rablerine başkalarını denk tutuyorlar” Enam 150
“Bilgisizlik
yüzünden beyinsizce, çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği
rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki ziyana uğradılar,
saptılar, yola gelici de değiller!”
Enam 140
“Dillerinizin
yalan yere nitelendirmesinden ötürü "Şu helaldir, şu haramdır,"
demeyin, sonra Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan
uyduranlar ise iflah olmazlar.” Şuara 116
“De ki:
“Ne oldu size de, Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram bir
de helâl yaptınız?” De ki: “Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı
ediyorsunuz?”?” Yunus 59
“De ki: “Ben peygamberler arasında türedi
biri değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana
vahyedilene uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıyım.” Ahkaf 9
Bunun gibi onlarca ayeti kerimeyi göz ardı edip;gerektiği gibi iman edip
uymayanlar;varlığı zanni olan bir rivayetin (tüm rivayetler için geçerlidir bu)
peşine düşerek,Kuranda eksiklik,yetmezlik vehmedenler;ne Kuranı doğru
anlayabilir,ne Kuran onlar için hidayet olabilir.Rasulullah onlar için örnek olmak
şöyle dursun;”sümük şerif”,”sidik şerif” uydurmalarıyla şeytanı la kendilerine güldürürken,İslamın
ve Mü’minlerin yüzünü kızarttıklarının farkında değiller.
Unutulmamalıdır ki; içinde şüphe bulunmayan bu Kuran muttaqiler için
hidayettir.Kim ihlas ve samimiyetle Rabbine yönelir,Rabbinin öğüdüne uyma iradesi
göstererek kulak verirse;Kuran ona yeter;o Rabbinden razı Rabbi ondan razı olmuş
olur.Amma taqva olmazsa olmaz!
Alim olan Allah’tır ve Allah cc en doğrusunu bilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder