15 Şubat 2010 Pazartesi

Benü Adem:Adem’in Evladlarına Yeryüzü Uyarıları!

Sure i A'raf'tan

Adem ve Eşine Cennet’teki Uyarıya Karşılık

Benü Adem:Adem’in Evladlarına Yeryüzü Uyarıları!



Atilla MORÇOL

   26-  “Ey Adem’in Çocukları, Biz Ayıp Yerler’inizi örtecek bir Elbise ve Sizi  süsleyecek bir Giyim sunduk. "Taqwa Giyimi"  daha Hayırlı’dır. Bunlar, Allah'ın Ayetleri’ndendir. Umulur ki öğüt alırlar.”

               “Direk İnsanlığa;”Beni Adem”;Ademoğulları (Ademin evladları!) olarak bir hitap;barındırdığı mesaj açısından da dikkat çekicidir.Beşer tarihi boyunca ve halen insani sorunlara kaynaklık eden sınıfçı,zümreci,asabiyetçi,ötekileştirici istizafa[1] ve isti’mara yol açan cahili politikaların,yöntem ve davranışların kol gezdiği bir vasatta, üzerinde durulmağa değerdir. Maddi yani görünür ayıp yerlerini örtecek bir libas  ve giyinme bilincini Allah beşere lutfetmiştir. Bunun yanında ve daha önemlisi, Ademoğullarının Ademden genetik olarak tevarüs ettikleri halid olma[2]  arzusunu örtecek taqwa libasınıda[3]   Allah Ademoğullarına bahşetti. Elbetteki Libası Taqwayı kuşanmak zordur. Aqabe Yokuşu[4] olarak (Beled Süresindeki iki yoldan zorlu yol,zorlu yokuş) belirtilen bu yol ve yöntem,İslam hayat tarzının altyapısını oluşturmaktadır. Libası Taqwayı kuşanabilmek; Tevhidi bir dünya görüşüne sahip olmayı gerektirir. Bunun üzerine Libası Taqwa ile Allah’ın razı olacağı bir hayat tarzı kendiliğinden  tesis edilmiş olur.Günümüzde Müslümanların Tevhidi bir dünya görüşü  ve buna bağlı İslam Yaşam Tarzı pratiklerindeki görülen zaafların temelinde, Libası Taqwayı bürünememekten kaynaklanan zaaflar olduğu görülmektedir.Şeytan ademoğullarına günahı ve haramı  süslü göstererek sewadlarını açığa çıkartmıştır. Bu noktada ademoğlu atası Adem aleyhisselam gibi "tevbe" edip Allah tan af dileyerek,kirden ricsten temizlenmesi ve akabinde libası taqwayı kuşanması gerekmektedir. Temizlenmeden,arınmadan,haramlara dalmışken yapılan ibadetlerin  ademoğluna  fayda vermemesinin sebebi budur. Müslümanların birbirleriyle güzel bir iletişim kuramamaları bundandır. Vahdetin önündeki en büyük engel;Libası Taqwayı kuşanamamaktır. Ademoğlunun sewadı (Kara nokta,ayıpyer,zaaf/aldanma noktası,yumuşak karın) açıktaykende doğru dürüst bir kulluk beklenemeyeceği gibi,yaptıkları amellerinde bir faydası olmayacaktır. bu nedenle tıpkı Adem as gibi tövbe edip,taqwa elbisesini kuşanarak Rabbimizin ve Halkın önüne çıkılması gerekir.Rabbimizin gösterdiği yol ve yöntem budur.
               Ademoğulları (Benü Adem!) hitabı, Veda Hutbesinde’de geçecektir. Bu hitap; renk,cins,bölge,aşiret,varsıllık ve benzeri tüm oligarşik farklılaşmaları, başta köleliği,istismarı ve istizafı mahkum edip iptal etmektedir. Hepiniz Ademin çocuklarısınız. Ne beyazın siyaha üstünlüğü vardır nede arabın aceme!Hepiniz eşitsiniz. Allah indinde üstünlük Libası Taqwa iledir. Kim Allah’tan en çok sakınır üstün olan o’dur. Kalplerde olanı ancak Allah bildiğinden; müslümanlar arasında  “ben senden daha taqwalıyım!” iddiası  söz konusu olamaz.
               Libas,rıyşen (Süs,ziynet) temizlik ölçüsüne dikkat edilecektir.Asıl örten göz kapaklarıdır.Bu da taqwa ile harekete geçeceği açıktır.Asıl koruyucu budur. Şeytanın adamları yada kadınları, “teşhir” ediyorlar diye, onlara yönelmeyeceksin!Sewadını ortaya çıkartıp israf etmeyeceksin.Libası Takwayı kuşanarak gözlerini haramdan sakınacaksın. İşte Adem’in “Şecereyi Hult” serüveninin Ademoğullarına yani Bize anlattığı pratik budur. Zira harama her yöneliş,hesap gününden gafil olma,ölümsüzlüzlüğe sahip olma sanısıdır.

    27- “Ey Adem'in Çocukları, Şeytan, Anne ve Baba’nızın Ayıp Yerleri’ni kendilerine göstermek için, Onlar’ı Bahçe'den çıkardığı gibi sakın Sizi de çeldirmesin. O ve Taraftarlar’ı Sizleri görmektedir. Biz Şeytanları, inanmayanların Dostlar’ı yaptık. 

               Şeytanlar ve emrinde olanlar;iblisin Ademe yaklaştığı gibi sinsi ve aldatıcı yöntemlerle Ademoğullarına yaklaşacaklardır. Fısıldıyarak,tahrik ederek, Sewadlarını açığa çıkartacaklardır.Farketmediğiniz bir andan ve yönden; şeytan ve taraftarları Sizleri gözetlemektedir.Zira onların yegane işleri ayaklarınızı kaydırmak için çaba içinde olmalarıdır. Sewadlarınızı açığa çıkartarak,Ademoğullarını servet düşkünlüğüne,cinsel şehvete yöneltmektedir. Servet düşkünlüğü,birktirme,tüketim,lüks ve israf ile cinsel haramlarda Şeytan ve dostlarının Ademoğullarına ne tuzaklar kurdukları; sokaklarda,caddelerde,Tv lerde ve internet ortamlarında apaçık ortadadır. Ademoğullarının tüm bu tuzaklardan ancak Libası Taqwa ile korunacağı açıktır. Mükezzibiynin velisi Şeytandır.Aşağılık şeytanı veli edinenler elbetteki keni kendilerini aşağılığa mahkum etmişlerdir. Mü’minlerin Velisi ise Allah’tır. İzzet ve şeref Allah’a aittir. Allah’ı Veli edinenler elbetteki yükselir,izzet ve şeref bulur.

    28-“Onlar bir Fuhuş işlediklerinde: " Biz Atalarımızı böyle bulduk. Allah da  Bize bunu emretti." derler. De ki: " Allah, Fahşa’yı emretmez. Allah'a bilmediğiniz Şey’i  nasıl söylüyorsunuz?" 

               Hayat tarzları fahşa üzerine bina edilenler;”atalarımızın izi üzerine gidiyoruz.Bu en doğru yoldur.Kalbimiz temizdir.” Diyorlar. Oysa Allah Fahşayı yasaklamıştır.Ataları fahşayı emreden şeytana tapıyordu,böylece  kendileride şeytana tapıyorlar. Onlar Şeytanlarını takip ediyorlar ve şeytanlarını Allah zannediyorlar! Şeytanları onlara yaptıklarını nasılda güzel gösteriyor. Hidayeti arayana Allah doğru yolunu göstermiştir. Ağızlarıyla yalan söyleyenler şeytanlarının ayak izlerini takip ederek oyalanıp duracaklardır.

   29-“De ki: "Rabb'im Adalet’le davranmayı emretti. Her Mescid yanında Yüzler’inizi doğrultun ve Din’de O'nun içih Muhlisler olarak O'na Dua edin.  İlkin Sizi yarattığı gibi döneceksiniz." 

               Adalet Allah’ın emridir.Davud’a  as adaletle hükmetmesi[5] emredilirken aksi durumun hesap gününü unutmadan dolayı olduğu uyarısı adaletin itikadi bir boyutu olduğunu göstermektedir. Yüzlerin Allah’a doğrultulması,istikametin Allah’a doğru olduğunu göstermektedir. Her azasıyla insan Allah’a yönelirse muhlis olacak ve ancak muhlisin duası Allah katında karşılık bulacaktır.Ademoğlu; cıblak olarak yaratıldığı gibi,çıblak olarak O’na döndürülecektir. Bu dünyaya meyletmek,güvenmek,ebedi zannetmek yanılgısına düşmek hüsrana yuvarlanmaktır. Fıtrat dini; dünyada da Ahiret Yurdunda da saadet ve mutluluk vaadetmektedir.
              
30-“Bir kısmına hidayet verdi, bir kısmı da Sapıklığı haketti. Çünkü bunlar, Allah'ı bırakıp Şeytanlar’ı Veli edinmişlerdi. Ve gerçekten Onlar’ı Mühtedi saymaktadırlar. “

               Hidayeti dileyene Allah hidayet verir. Israrla  şeytanın vesayetine giren ise sapıklığı hak eder. Allah’ı bırakıpta ki her şeylerini O’na boçlular ve Allah’ın huzuruna getirilip hesaba çekilecekken,şeytanın buyruğuna girmek büyük bir zulümdür. Buradaki “veli” kavramı türkçeye “dost” olarak aktarılması gerçek durumu  karşılamamaktadır. Veli edinmek,velayetine girmek,vesayetini yani amirliğini,temsiliyetini,kararlarını kabul etmek anlamınadır. Şeytanı veli edinenler,Allah’ın yasakladığı,haram kıldığı fahşayı,kendilerine helal kılanlardır.Şeytan  onların sewadlarını açığa çıkartarak, fahşayı tavsiye etmiş ve güzel göstermiştir.Onlarda nefislerine hoş geldiğinden ve hesap gününü de unuttuklarından fahşaya dalmışlardır.Böyle yapıncada şeytan onların evladlarına ve mallarına ortak olmuştur.Onlar mallarını ve çocuklarını şeytanının hizmetine sunmuşlar,şeytani bir yaşam tarzı için israf etmişlerdir.Nefislerini,evladlarını ve mallarını israf etmişlerdir.İsrafla daldıkları zevkler,eğlenceler,lüks yaşam,her istediğini elde etme müsrifleri ebedi kılacağını zannetmelerine neden olacak böylece şeytanının (la) tuzağında  bocalayıb duracaklardır.Hesap günü ise onlara aşağılayıcı bir azab vardır.Bizi yoldan çıkrttın demelerine karşılık velileri onlara,"hayır,ben sizi zorlamadım sadece fahşayı size güzel gösterdim sizde inandınız.zaten siz buna meyyaldiniz" şeklinde  cevap verecektir. İşte Allah insanları böylece uyarmaktadır,hesap gününde olacakları tablolar ve tasvirlerle açıklamaktadır ki; hüsranı yaşamamak için Ademin Evladları tedbir alsınlar diye.Kuran niyeti olanlar için hidayet kaynağıdır.

   31- “ Ey Ademoğulları, her Mescid yanında Ziynetler’inizi takının. Yiyin için ve israf etmeyin. Çünkü O,  İsraf edenler’i sevmez.”

               Bu ayette;Ademe ve eşi Havva’ya Cennetlerinde yapılmış uyarıya benzer bir durum söz konusu. Yeryüzünün üç hususiyeti Vahiyle insanın dikkatine sunuluyor: Gecici bir mekan, konaklama yurdu,ihtiyaçların giderilmesi,geçimlik. İnsan yeryüzünde kısa bir ömür denen süreyle misafirdir. Yeryüzü; insanının seyrü seferinde bir konaklama noktasıdır. Ahiret Yurdu içinde bir yararlanma yurdudur.Bu hududlar unutulduğunda  insan için tehlike başlıyor demektir. Şeytan bu gerçeklikten gaflete düşen insanı kolayca aldatarak, insanı  hiç ölmeyecekmiş gibi bir zanna yönelterek yeryüzünde ebediyyen kalacağı hülyasına sürüklemektedir. Cennette; israfa karşılık gelen, ‘yasak Ağaçtı’. Yer yüzünde ise;yasak ağaca karşılık; ‘yiyin,için ama israf etmeyin!’ emrindeki 'israf '. Mescid yanında ziynetlerinizi kuşanın. Ama Allah israf edenleri (Müsrifleri) sevmez. Ziynet rıyşen,üstünlük,gösteriş,farklılık sınırlarını aşmamalıdır. Bu bizatihi İslamın kerih gördüğü bir durumdur.Cahili yaşam tarzının istinat ettiği, toplumsal tezat yani çelişkiden doğan sapmalardır bunlar. Makul ölçülerde güzel ve temiz  libasların giyilmeside anlatılmaktadır. Bu anlatımın arkasında asıl dikkat edilmesi gereken,Mü’minlerin kuşanması gereken taqwa libasıdır. Güzel ahlak,ihlas,sevgi,muabbet,isar,kardeşlik ve  emredilen qıbleye gönülden ram olma durumudur. Böyle olursa, Qıble yönelenlerini güçlü kılar.[6] Birbirlerini seven,saygı duyan,dayanışma ve yardımlaşma duygularının kardeşlik hatta isar seviyesine çıktığı bir nicel olgunluk ümmetleşmeyi  oluşturacaktır. Evlerinizi qıble haline dönüştürün. Evlerinizde birbirinize sevgi saygı ve kardeşlik duyguları ile hep birlikte Allah’a yönelin. Allah’ın size gönderdiği Vahyi tertil edin. Bir evde bir aile ferdinin fire vermesi,o aileyi zaafa uğratır. Evleriniz cahiliyenin nufuz edemediği nadir alanlardır.Orada güçlenin,şuurlanın,bilgilenin.Cahili normların yoğun olarak yaşandığı ‘Dışarısı’ için daha donanımlı hale gelin. Söylemin gücü ve tutarlılığı dolayısıyla toplumda olumlu yankı bulması ilim ve hikmetle olduğu bilinen bir gerçekliktir.
               Adem ve Eşinin  Cennette, “ yiyin,için ama şu Ağaca yaklaşmayın” uyarısını hatırlarsak,onlara Cennette her nimetin tasarrufu helal kılınmıştı.Tasarrufta bulunmak helaldir. Bu dünya içinde böyledir. Allahın verdiği nimetlerden tasarruf etmek insana verilen bir haktır ve helaldir.İhtiyaç meşruiyetin sınırıdır. İhtiyaçtan fazlası yoksulun,mahrumun hakkıdır.İhtiyaç fazlasının atıl olarak saklanması,kaynak  israfıdır. Yerli yerince sarf edilmeyen kaynak israf edilmiş demektir. İsraf etmek, şeceri hult mesabesindedir ve yasaktır. Sarf helale,israf harama tekabul etmektedir.Adem yasak ağaca yönelerek israf etti.Unutulmaması gereken hayati ehemmiyete haiz konu;herkesin kendine mahsus 'israfı' olduğudur. Yani her Müslümanın 'Yasak Ağacı'  farklı farklıdır.Ve her kes Yasak Ağacına ne kadar yaklaşmıştır,yada ne kadar Libası Taqwayıa  bürünerek korunmuş olduğunun şahididir. Yeryüzünde geçici olma,ahiret yurdunun da ebediliği bilinci,iman edenlerin yeryüzünü bir faydalanma ve geçimlik yurdu olarak görmelerini gerektirir. Asıl yurd ahiret yurdu ise orada rahat etmek için yeryüzünün hayr toplama yurdu olarak görülmesi imanın bir gereğidir. Rasulullah'ın kendisi ve ailesi için kifayet miktarınca gecimlik talebi bu nedenledir.
               Hulasa, nimetleri yerli yerince kullanmak sarftır,aksi durum saçıp savurmak yada hiç kullanmadan atıl tutmak israftır. Her nefis israfına da şahiddir,takwasına sarılıp tasarrufunada şahidtir.
 
                                   elhamdulillahirabbilalemiyn!


[1]İstizaf ve İsti’mar:”İnsanı mesh eden,değiştiren,aslını bozan,yabancılaştıran,çirkinleştiren,mağlub edp ezen,bütün insani maddi ve manevi değerleri yok eden şey.İstizaf;insan ve insanlık karşıtı bütün sistemleri,insan hayatını felç eden bütün amilleri kapsamına alan bir kelime.İstibdat,isti’mar,emperyalizm,sömürü,köleleştirme,istismar,istihmar,eşekleştirme,ve bundan sonra halkdüşmanlarının ortaya çıkartacağı herşey!” Merhum Ali Şeriati Hacc.
[2] Ölümü ve hesap gününü unutarak, ölüsüzlüğe sahip olma arzu ve  kuruntusudur ve tüm sapmaların,günahların ,aldanışların ana zaaf noktasıdır.
[3] Waraqayı Cennet;Adem ve Havva şecereyi hulta yanaşması,halid olma arzularının ortaya çıkmasıyladır.Bu ayıbları,yani yasak ve nefsani arzularının açığa çıktığını görünce utandılar ve taqva varakları olan pişmanlık , üzüntü ve mahcubiyet ile bu ayıblarını örttüler.
[4] 90 Beled “   10-Ve ona iki YOLU göstermedikmi?! 11-Ama insan,AGABEYE yönelmedi.12-Bilirmisin nedir Agabe ?13-O kölelik ve istismarla mücadeledir,14-Yahut açlıkla ve yoksullukla mücadeledir,15-Yakını olan yetimi gözetmedir,16-Yahut toprağa bulanmış yoksulu doyurmaktır.17-Sonra iman edenlerden olmak ve sabrı ve merhameti tavsiye etmektir.18-İşte Akabeye yönelenlerdir Doğruluğa erişenler!

[5] 38Sad 26[Ve şöyle dedik:] “Ey Davud! Seni [bir Peygamber ve böylece] yeryüzündeki halifemiz kıldık: öyleyse insanlar arasında adaletle hükmet, boş arzu ve heveslere uyma, sonra onlar seni Allah yolundan saptırır: Allah yolundan sapanları ise, Hesap Günü'nü unuttuklarından dolayı şiddetli bir azap bekler!”         “
            Davud’a adaletle hükmetmesinin gerekliliği ve aksi durumun ciddi sonuçları açıklanır ve sosya ekonomik yapının adalet ve kıst üzere olması emredilir.Mülk belli kişiler arasında dönüp dolaşan bir devlet olmasın. Herkes nasibince adil bir şekilde yararlansın.Allah bunun için yaratmıştır nimeti.

[6] Kıble ve Kabile ayni köktendir.Güç,dayanışma,yardımlaşma ifade eder. Ayni Qıbleye yönelmenin şuurlu bir eylem olması halinde,Qıble Ehli arasında doğacak olan güç ( enerji ) yeryüzü vasatında beşerin içinde vasad bir ümmed ortaya çıkartacaktır. Bu Ümmed yeryüzüne vaziyet edecek tüm beşer alemine şahidlik görevini ifa edecek,yeryüzü tevhid, adalet,eşitlik ve özgürlük yurduna; ” Darusselam ” a  dönüşecektir. Bu muzzam devrim için öncelikle Libası Taqwa’nın kuşanılması  şarttır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder