Eşitliksiz Sosyal Adalet Fantazidir!
Atilla MORÇOL
Yeryüzündeki nimet;rızık,mal,mülk ve servet; yani: su,gıda maddesi yiyecekler, sebze ve meyveler, barınma vasıtaları;evler,arsalar,bahçeler, altın ve gümüş yani para; bileşik kaplardaki su gibidir. Amma ters çalışan bir bileşik kap! Herkesin kabı eşit olarak dolarsa sorun yoktur,yoksulluk ve zenginlik söz konusu olmaz. Nimet herkese yetecek, ihtiyaçlar giderilecek seviye söz konusudur. Yani Nimet herkese hakkıyla yeter. İhtiyaçlar giderilir. Ancak birinin kabı ihtiyacının 10 katı fazladan dolarsa bu fazlalık 9 kişiden aşırılmış nimetle olacaktır.Yani 9 kişi yoksulluşmadan veya fakirleşmeden bu zenginleşme olmayacaktır. Sorunda burdadır. 'Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir!' buyururkn Rasulullah; bu aşırmanın altını çiziyordu adeta. Zira gelir dağılımında ve sosyal adalette belirleyici olan, Sosyo ekonomik yapıyı dizayn eden insanlardır. Hemde aktif, sermaye sahibi, ticaret erbabı kesim. Toplumun yoksul,mahrum kesimi değil. Bu nedenle Allah Kuran'da vahyin başından sonuna dek uyarmaktadır: Adaleti ve kıstı ayakta tutmayı, infak etmeyi, biriktirmemeyi, eşitliğe riayet edilmesini. Zira her ekonomik ilişkide mü'min kişiler arasında olsada muhakkak ekonomik olarak güçlü olan lehine bir maddi yada psikolojik dengesizlik vardır ve karşılıklı ticari akitte bu durum bir tarafa haksız bir avantaj sağlamaktadır. Dolayısıyla bu bir tarafın fakirleşmesine diğer tarafın zenginleşmesine neden olmaktadır. Zenginlerin ihtiyaç fazlalarının tasadduk edilmesi bunun için önemlidir. Böylece kazanılan maldan yoksulun hakkı bir nebze ödenmiş,arınılmış, kir ve pastan kurtulunmuş olunur. Peygamber arkadaşlarının İslama girip iman ettikten sonra ilk işlerinden biri mallarının önemli bir kısmını infak,sadaka ve zekat olarak harcaması bu nedenledir. Bu haksız,adaletsiz ve eşitlik ilkelerinden uzak sosyo ekonomik cahili sistemler nedeniyle bu gün, Dünya nüfusunun 1.3 milyarı yoksulluk sınırının altında kalmıştır. Bu kadar insanın hakkı olan yani Allah’ın bu insanlar için yarattığı nimetin; şu yada bu şekilde ama adaletsiz, sömürüye dayalı sosyo ekonomik yapının marifetiyle(!) 10 milyon (Serveti bir milyon doların üzerinde olan kesim) komrador sermayedarın kasasına akması anlamına gelmektedir. Bu bir hırsızlıktır. İnançsızlıktır. Nimeti inkardır. Allah’a isyandır. Müstağnilik ve İstikbardır: Allah'a ihtiyaç duymamaktır.Ki küfürdür! İşte bu kadar tehlikeli bir durum nedeniyle Rabul Alemiyn,Vahyin başından sonuna kadar; Karun'dan, Bahçe Sahiplerinden, infaktan, sadakadan,zekattan bahsetmektedir. Mü'minleri ikaz etmekte, uyarmaktadır.
Tüm Peygamberler ve son Rasul asv le insanlığa duyurulan son Vahiy; Mekke’de tevhid akidesi ile birlikte namazdan,oruçtan,bir kısım muamelatla ilgili hususlardan önce sosyal adalete, Halkı, yoksulları, köle ve yetimleri, zayıf bırakılmış kadınları istismar ve istihmar eden zengin müstağniliğine, eşraf istikbarına, Şirkin üç çehresine dikkat çekmesi ve mahkum etmesi dikkat çekicidir. Allah tüm elçileri ile ve İlahi Vahiyle sadece Cahiliyenin bir çehresini temsil eden çok tanrılı inanç sistemlerini gayrimeşru ilan etmemiş, adaleti ve eşitliği ortadan kaldıran, istismar ve sömürü ile nimeti ve mülkü eline geçiren mütrefini de bir o kadar mahkum etmiştir. Karun ile ilgili anlatımlar yada Velid b.Muğire veya Ebu Leheb olarak anılan Abduluzza hakkındaki tanımlamalar bu cihetledir. Toplumun sosyal ve ekonomik adaletsizliğinin göz ardı edildiği bir dini söylem vahiyden kopuk bir söylemdir. Sosyal adalet ve ekonomik adaletsizlik göz ardı edildiğinde Allah’ın dininden eser kalmaz.Dikkatedilmelidir ki Karun'u Karun yapan, Ebu Lehebi yada Mugireyi ;ebu Leheb ve Mugire yapan sadece onların Allah'a iman etmemeleri değil, bir o kadarda onların mal tapıcılığı, dünya perestliği, yoksulun hakkını vermemeleri, adaletsiz sosyo ekomomik yapı içinde, Allah'ın Halkını (En Nas) sömürerek zenginleşmeleriydi.
Evet,infak cimriliğin panzehiri, çömertliğin gıdasıdır. Kişinin dünya hazinesini azaltır,eşitliği sağlarken, 'hayr' hazinesini zenginleştirir, Allah'a yönelmesini sağlar. Böylece toplum ıbadurrahmanlar topluluğu haline gelir,sömürü ve istismar ortadan kalkar. Adalet hakim olur. Şirk ortadan kalkar. Yeryüzü Darus Selam'a dönüşür. Allah'ın el İnsan'dan beklediği de budur!
Evet,infak cimriliğin panzehiri, çömertliğin gıdasıdır. Kişinin dünya hazinesini azaltır,eşitliği sağlarken, 'hayr' hazinesini zenginleştirir, Allah'a yönelmesini sağlar. Böylece toplum ıbadurrahmanlar topluluğu haline gelir,sömürü ve istismar ortadan kalkar. Adalet hakim olur. Şirk ortadan kalkar. Yeryüzü Darus Selam'a dönüşür. Allah'ın el İnsan'dan beklediği de budur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder