15 Nisan 2010 Perşembe

Ve Sizler de Üç Sınıf olduğunuz zaman!





                           1- Muqarrebun;Önde Gidenler,Öncüler/Rahmaniyyun;Rahmana ait olanlar,Rahmana vakfolanlar.
                           2- Ashab ı Yemin (Ashab ı Meymene) Ebrar
                           3- Ashab I Şimal (Meş’eme)-Mükezzibun-Kefer i Fecere






056.07-      Ve Sizler de Üç Sınıf olduğunuz zaman;
056.08-      İşte o Meymene Ashâbı, ne Ashâb-ı Meymene!
Ashabı Meymene,ashab-ı Yemin, İyiler,Ibadurrahmanlar,Ebrarlar olarak  geçer Kur’anda..
056.09-         Meş'eme Ashâbı, ne Meş'eme Ashâbı!
Bunlar kötülerdir.Ashab-ı Şimal.Mükezzibiyn, yalanlayanlar,yüz çevirenler.Kefer i Fecere.
056.10-      Yarışıp öne geçenler de öne geçmiş öncüler’dir.
İşte olunası seçilmişler ve öncü talihliler,kazandıkça kazanmış olanlar,gıbta edildikçe gıbta edilenler,zoru başardıkça başaranlar,Allah’ın verdikçe verdikleri mesut ve bahtiyar kulları bunlardır.
056.11-      İşte Onlar Muqarreb’dir.[1]

Ey Talib!
Ademoğlu üç sınıfa ayrılacağı gün,hangi sınıfta olacağınının  muhasebesini yaptınmı!? İyilerdenmisin yoksa kötülerin arasındamısın? Nerede  olduğun seni muhakkak ilgilendiriyor ve endişelendiriyordur. Durumunun muhakemesini yapmalı,eksikliklerin varsa ikmal etmeli,hatalar varsa af dileyib terketmelisin!. Bu gün A’raf tasın.Rabbil Alemiyn; A’raftakiler üzerinden, Dünyadakilere Cennet Ashabının ve Cehennem ehlinin halini tasvir etmekte bir tablo olarak nazarına sunmaktadır.Yarın ya iyilerin yanında olacaksın yada hüsranla karşılaşıp kötülerin yanında kendini bulacaksın.Bu dünyada nerede duruyorsan,  hesap Günündeki A'raf'ta da ayni yerde,konumda,sınıfta yerini alacaksın. Yeryüzü ayni zamanda bir A'raf.Ebedi hayat rehberimiz Kur'an-ı Azimüşşan Ademevladlarına nasihat ve uyarıları sadedinde;beşerin itikad ve amelleri çerçevesinde Ahiret Yurdunda insanların üç sınıf olacağını haber vermektedir : “Ve Sizler de Üç Sınıf olduğunuz zaman.[2]
Buyurulmaktadır.Bu üç sınıftan birinci ve ikinciler iyilerden üçüncüsü ise kötülerden oluşmaktadır.
          A)  Muqarrabun yani öncüler. Eimmetül Huda iyilerin imamları.Sabigun.Kendilerini Kurban edenler,(Grb) adayanlardır: Humeyni ra,Şeyh Said ra, Ömer Muhtar ra, Şeyh Ahmed Yasin ra, Şehid Abdulazizi Rantisi,Şehid Seyyid Kutup ra,Şehid Abbas Musavi ra ve isimlerini sayamadığımız yolumuzu aydınlatan daha niceleri gibi kendilerini Rablerine kurban eden  son yüzyılın tanınmış hidayet rehberleridirler.Birçoğu geçmiş ümmedlerdendir.Sabıgunu evveliyn.Birazı sonrakilerdendir.Onlar ne kadar da azdırlar.   
B) İyiler:Ashab-ı Yemin. Ashab-ı Meymene’de denmektedir Ibadurrahmanlar. Afganistan’da,Filistin’de,Bosna’da,Tahmili Körfez Savaşında canlarını Rablerine kurban eden muvahhidler bu sınıfı oluştururlar.Birkısmı önceki ümmedlerden bir kısmı da sonrakilerdendir.  
              C)Ashab-ı Şimal, Şimal Ashâbı!  yada Ashab-ı Meş’eme.  Bunlar kötüler,günahkarlar,mükezzibin,habis karakterlilerdir.Öncekilerden de sonrakilerdende çoğunluktur.[3] Bu sınıfın en azılıları da istikbar eden,küfrün önderleri denilen; eimmetül küfr’dür.
Şimdi sırasıyla bu üç insan sınıfının hususiyetlerini,Davete icabetleri karşılığında karşılaştıkları ilahi lutufları yada yüz çevirmelerinden dolayı elim azap sahnelerini Vahyin penceresinden görmeye çalışalım.
A)Muqarrebun;Kendilerini Qurban Edenler:
Vakıa Süresinde bu sınıf şöyle anlatılır;
“10- Yarışıp öne geçenler de öne geçmiş öncüler’dir.
Hayrda yarıştılar,fedakarlıkta yarıştılar,mallarıyla canlarıyla Rablerinin rızasını kazanmak için ceht ettiler.
056.11-      İşte Onlar Muqarreb’dir.
Onlar Muqarrebtirler.Nefislerini Allah’a  feda eden fedailerdir. Onlar Rablerine kendilerini Kurban olarak sunanlar, nefsi mutmainlerdendir. Allah onlardan razı onlar Rablerinden razı olarak Cennete girenlerdir.[4]
Muqarrebunla ilgili  anlatımlara Mutaffifin Süresinde devam edilir;
” 083.18-      Hayır, Ebrâr'ın Kitabı İlliyin'dedir.19-   İlliyin'in ne olduğunu İdrak ettin mi?20-Merkum bir Kitap’tır.21-    Ona Muqarreb olanlar Şahid’dirler. 22-Gerçek şu ki, Ebrâr, elbette Ni’metler içindedirler.23-Tahtlar üzerinde seyretmektedirler.24-      Ni’met’in Parıltısı’nı Sen Onların yüzlerinde tanırsın.[5]
Muqarreblere Rablerinin Lutfu olarak verilen nimetler:
anlatılır:
056.12-Ni’metler’le donatılmış Bahçeler'de.13-  Muqarrebunun çoğu geçmiş ümmetlerdendir.14-   Birazı da Sonrakiler’den.15-İşlenmiş Tahtlar üzerindedirler.16-Üstlerinde Karşılıklı olarak yaslanmışlardır.17-Çevrelerinde Ölümsüzlüğe ulaşmış Gençler dolaşır.18- Kaynağı’ndan Testiler, İbrikler ve Kadehler,19-  Ki bundan ne Başlar’ı ağrır ne de kendilerinden geçip Aqıllar’ı çelinir.20- Arzulayıp seçecekleri Meyveler,21- Canları’nın çektiği Kuşeti,22-  Ve İri Gözlü Huriler,23- Sanki Saklı İnciler gibi.24-Yapmakta olduklarına Karşılık olmak üzere.25-Orada  ne Boş Söz işitirler, ne de Günah’a sokma.056.26- Yalnızca bir Söz: Selam, Selam.”

Yine Mutaffifin Süresinde ise; bu nimetlere devamla, şöyle zikredilir;
083.24-Ni’met’in Parıltısı’nı Sen Onların yüzlerinde tanırsın.25-Onlar’a Mühürlü, katıksız bir Şarap’tan içirilir.26-ki onun sonu Misk’tir. Öyleyse, Değerli Şeyler’e ulaşmak için (can atanlar) bu (cennet içkisi)ni hedeflesinler.27-Onun Karışımı Tesnim'dendir.28-Bir (nimetin) Kaynak ki, Muqarrebler O’ndan içer.

Muqarrebuna lutfedilen nimetlerin harkuladeliği Onların yüzlerindeki hoşnutluktan anlaşılır.Onlara kişiye özel,katışıksız bir şaraptan ikram edilir. İçiminin sonu hatemu u misktir.Onun karşımı tesnimdendir.Muqarreblerin içtiği bir kaynaktan.İşte yarışacaksanız bunun için yarışın.Yarışmaya değer olan ancak budur.Hayrda yarışla kazanılacak olan ödül budur. Bu ödül ancak hayrda yarışanlara ve hayr  biriktirenlere sunulucaktır.

B)Ashab-I Yemin ;İyiler;Ashab-I Meymene
Ashab-ı yemin yada ashab-ı meymene ilgili olarak;Furqan Süresindeki anlatımlarda;
025 .63-      O Rahmân'ın Kulları, Arz’da alçak gönüllü olarak yürürler ve Cahiller kendilerine muhatap oldukları zaman da "Selam" derler.64-Onlar, Rabb'lerine secde ederek ve Qıyama durarak gecelerler.,65-Onlar: "Rabb'imiz Cehennem Azab’ını bizden geri çevir, gerçek şu ki, onun Azab’ı ödenmesi kaçınılmaz bir Borç " derler.66-"Elbette o ne Kötü bir Karargah ve ne Kötü bir Konaklama Yeri’dir."67-Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de kısarlar,  orta bir yol tutarlar..68- Allah ile beraber bir İlah'a dua etmezler. Allah'ın haram kıldığı Can’ı Haqsız yere öldürmezler ve Zina etmezler….”

Buyurulmaktadır.
Vakıa Süresindeki anlatımları şöyledir;
056.27-      Yemin Ashâbı, ne Ashâb-ı Yemin!.28-Yüklü Dallar’ı bükülmüş Kiraz,29-      Üstüste dizili Meyveleri sarkmış Muz Ağaçları,.30- Yayılıp uzanmış Gölgeler,31-      Durmaksızın akan Su,.32-Ve bir çok Meyveler arasında,.33- Eksilmeyen, yasaklanmayan,34-      Yüksekler’e kurulmuş Döşekler.35-Gerçek şu ki: Biz Onları yeni bir inşa ile inşa ettik. 36-      Onları hep Bakireler kıldık.37-Eşleri’ne Sevgi ile Tutkun, hep Yaşıt,.38-Yemin Ashabı olanlar için..39- Birçoğu Geçmişler’den.40-      Bir çoğu da Sonrakiler’den.
Ashabı Yemin le yani Ebrar/ iyilerle ilgili olarak Mutaffifin Süresindeki anlatımlar ise şöyledir:
083.18-      Hayır, Ebrâr'ın Kitabı İlliyin'dedir. 19-İlliyin'in ne olduğunu İdrak ettin mi?.20-Merkum bir Kitap’tır..21- Ona Muqarreb olanlar Şahid’dirler..22-Gerçek şu ki, Ebrâr, elbette Ni’metler içindedirler.23-Tahtlar üzerinde seyretmektedirler.24-      Ni’met’in Parıltısı’nı Sen Onların yüzlerinde tanırsın. .25-Onlar’a Mühürlü, Katıksız bir Şarap’tan içirilir. .26-Ki onun sonu Misk’tir. Öyleyse, Değerli Şeyler’e ulaşmak için (can atanlar) bu (cennet içkisi)ni hedeflesinler..27-  Onun Karışımı Tesnim'dendir. 083.28-Bir (nimetin) Kaynak ki, Muqarrebler O’ndan içer.
Süre i İnsan da Ebrar/iyiler öyle anlatılırki, Ebrar'a sunulan nimetler,büyük bir cehte ve sabretmeye değer olduğunu göstermektedir.
76/05- Elbette ki Ebrar/İyiler, Karışımı Kafur olan bir Kadeh’ten içerler.06-Allah'ın Kulları’nın kendisinden içtikleri bir Kaynak. Onu diledikleri Yer’e fışkırtır.

.07- Adakları’nı yerine getirirler ve Şerr’i Yaygın bir Gün’den korkarlar.08-Kendileri, Ona karşı duydukları Sevgi’ye rağmen (malı), Yoksul’a, Yetim’e ve Esir’e yedirirler.09- "Biz Size, ancak Allah'ın Yüzü için yedirmekteyiz. Siz’den ne bir Karşılık istiyoruz, ne de bir Teşekkür." (derler)10- "Çünkü Biz, Asık Suratlı, Zorlu bir Gün için Rabb'imizden korkmaktayız."11- Artık Allah'da, Onları böyle bir Gün’ün Şerr’inden korur ve Onlara  bir Aydınlık ve bir Sevinç verir.12-Ve Onları sabretmeleri dolayısıyla Cennet/Bahçe’yle ve İpek’le ödüllendirir.13-Orada, Tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ne bir Güneş ve ne de Dondurucu bir Soğuk görürler.14-Gölgeler’i Yakın ve  devşirilmeleri kolay mı kolay (rızıklar).15- Çevreleri’nde Gümüş Billur Kaplar, Kupalar dolaştırılır.16- Gümüş Billur Kaplar, Onları belli bir Ölçü’yle tespit etmişlerdir.17-Orada Karışım’ı Zencefil olan bir Kadeh’den içirilir.18- Selsebil olarak adlandırılan bir Pınar.19-   Çevrelerinde Ebedî  Gençler dolaşır. Onları gördüğünde Saçılmış bir İnci sanırsın.20- Nereye baksan, bir Ni’met ve Büyük bir Mülk görürsün.21-Üzerinde Hafif İpek ve Ağır işlenmiş Atlas olan Yeşil Giysiler. Gümüş’ten Bilezikler’le bezenmişlerdir. Rabb’leri Onlara Tertemiz bir Meşrubat içirmiştir.22-  Bu, Sizin için bir Ödül’dür. Çabalarınız Teşekkür’e değer.

  
C)Ashab-ı Şimal;Ashab-ı Meş’eme:Mükezzibin.
Vakıa Süresinde;
056.41- Şimal Ashâbı, ne Şimal Ashâbı!.42-Hücreler’e işleyen Kavurucu bir Sıcaklık ve Kaynar Su,.43- Ve Kapkara Duman’dan olan bir Gölge içindedirler.44-  Ki o, ne Serin’dir, ne de Kerim..45- Çünkü Onlar, bundan önce Varlıkla şımartılmış olanlar’dı.46- Onlar, Büyük Günah üzerinde Israrlı davrananlar’dı.47-ve derlerdi ki: "Biz öldüğümüz, Toprak ve Kemik olduğumuz da mı, gerçekten Biz mi diriltilecek mişiz?"48- "Önceden geçmiş Atalarımız da mı?".49-De ki: "Elbette, Öncekiler de ve Sonrakiler de.".50-"Bilinen bir Gün’ün belli vaktinde elbette toplanacaklardır." 51- Sonra gerçekten Siz, ey Sapık olan Yalanlayıcılar,.52-Elbette  Zakkumolan bir Ağaç’tan yiyeceksiniz.53- Böylece Karınlar’ı O’ndan dolduracaksınız.54-    Onun üzerine de alabildiğine Kaynar Su’dan içeceksiniz.55- Üstelik içtikce susayan Hasta Develer’in İçişi gibi içeceksiniz.56- İşte bu, Onların Din Günü'nde Şölenleri’dir.57-Sizleri Biz yarattık, yine de Tasdiq etmeyecek misiniz? 58-Şimdi dökmekte olduğunuz Meni’yi gördünüz mü? 59- Onu Sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan Bizler miyiz? 60-Sizin aranızda Ölüm’ü Taqdir edenler Biziz  ve Biz önüne geçilecek olanlar değiliz.61- Benzerlerinizi getirip değiştirme ve Sizi şimdi bilemeyeceğiniz bir şekilde inşa etme konusunda,.62- Andolsun İlk İnşa’yı bildiniz, ama Öğüt almanız gerekmez mi?.63- Şimdi ekmekte olduğunuz’u gördünüz mü?.64- Onu Sizler mi bitiriyorsunuz yoksa bitirmekte olanlar Biz miyiz?.65- Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten Onu birer Ot Kırıntısı kılardık, böylelikle şaşırırdınız.66- "Doğrusu Biz, Ağır bir Sonuç altına girip zorlandık,"67- "Hayır, Biz büsbütün Yoksun bırakıldık.".68-şimdi Siz, içmekte olduğunuz Su’yu gördünüz mü?69- Onu Sizler mi Bulut’tan indiriyorsunuz, yoksa indirmekte olanlar Biz miyiz?70- Eğer dilemiş olsaydık Onu Tuzlu kılardık, ama şükretmeniz gerekmez mi?71-   Şimdi yakmakta olduğunuz Ateş'i gördünüz mü?72- Onun Ağacı’nı Sizler mi inşa ediyorsunuz yoksa onu İnşa eden Bizler miyiz?73- Biz Onu hem bir Öğüt ve Hatırlatma, hem de İhtiyacı olanlar’a bir Meta kıldık.....................056.92-Ve eğer O Yalanlayan Sapıklar’dan ise,93-Artık alabildiğine Kaynar Su’dan bir Şölen vardır.94- Ve Çılgınca yanan Ateş'e bir Atılma da.95-     Elbette bu Kesin Bilgi ifade eden bir Gerçek’tir.96- Öyleyse Rabb'ini Yüce İsm’iyle tesbih et." buyurulmaktadır.
Mutaffifin Süresinde ise Ashabı Şimalle ilgili anlatımlar
083.07-Hayır, Fâcir olanlar’ın Kitabı şüphesiz Siccin'dedir. .08- siccin'in ne olduğunu İdraq ettin mi?.09-  Merkum (yazılı) bir Kitap’tır.10- O Gün, way haline Yalanlayanlar’ın.11- Ki Onlar, Din Günü'nü yalanlamaktadırlar.12-      Oysa O'nu Sınır tanımaz Saldırgan, oldukca Günahkar olandan başkası yalanlamaz.13- Ona Ayetlerimiz okunduğu zaman, "Geçmişlerin Masalları " dedi. 14-  Bilakis. Onların kazanmakta oldukları, Qalpler’i üstünde Pas tutmuştur. 15- Hayır, gerçekten Onlar Rabb'lerinden perdelenmişlerdir. 16-  sonra Onlar, kuşkusuz/kesinlikle  Cahim'e yollanacaklardır.17- sonra Onlara, "İşte Sizin yalanlamakta olduğunuz budur." denilmektedir.
A’raf Süresi
Bahçe ve Ateş Halqları: 40-47
007.40-Şüphesiz Ayetlerimiz’i yalanlayanlar ve Onlar’a karşı Büyüklenenler, Onlar için Göğün Kapıları açılmaz ve Deve de İğne Deliği’nden geçinceye kadar  Bahçe’ye giremezler. Biz Suçlular’ı böyle cezalandırırız."

Allah’ın Ayetlerinden yüz çevirenler ve Allah’a,O’nun Rasullerine, Kitaplarına,Halkına karşı büyüklenip kibirlenenler için artık göğün kapıları açılmaz ve deve de iğne deliğinden geçemiyeceğine göre Cennete giremiyecekleri hükme bağlanmıştır. Cehennem Mükezzibinin kaderidir artık.Onlar kendi  tercihleri ile bu kaderi hak etti.Cehennemden yataklar ve yorganlar içinde,boğazları yırtan zakkum ve kaynamış irin onların paylarına düşüenlerden sadece bir kaçı!Onlar kendi kendilerine,kendi elleriyle  böylece zulmettiler bu aşağılayıcı azabı hak etmiş oldular. Yeryüzünde henüz hayattta olan Mü’minler için Araf halidir bu. Rabbimiz Cehennemi,Ateş Ashabını böylece bize Tablolar halinde seyrettirmektedir. Cenneti ve Cennet ehlini de ayni şekilde  mü’minlere tasvir etmektedir. Yani olup biten neredeyse gözlerimiz önünde cereyan etmektedir adeta. Ders alıp Hak’ka uyanlar kurtulacak,gafletten silkelenemeyenlerinse kaybedecekleri bir serüven bu!
007.41- Onlar için Cehennem’den Yataklar ve üstlerine de Örtüler vardır. Biz Zulmedenler’i böyle cezalandırırız.
007.42- İnananlar ve Salih Çalışmalar’da bulunanlar -ki Biz hiç kimseye Gücü’nden fazlasını yüklemeyiz-  Onlar da Bahçe'nin Arkadaşları’dır. Onda Sonsuz olarak kalacaklardır.

İman edip salih amellerde bulunanlarsa Bahçe’nin Ashabıdır. Onlara güçlerinin üzerinde de yük yüklenmemiştir. Onlar ciddiyetle yükümlülüklerini yerine getiren,Rablerinden ıttiqa eden,dinlerini ciddiye alan sağlam adamlardır.Hayatlarında laubalilik görülmeyen,boş ve faydasız olan şeylere de bulaşmayan sorumluluklarını müdrik,ciddiyet sahibi,vakarlı kişilerdir. Üzerlerine rics bulaştırmamaya dikkat eden,bulaşırsa da Rablerinden mağfiret diliyerek temizleyen sağduyu sahibi neferlerdir. Müslümanların inançlarıyla uyum içinde olmayan bir yaşam tarzı içinde bocalamaları,salih ameller ve pratikler noktasındaki zaafiyetleri;ortaya koyulan yaşam pratiklerinin Vahiyle doğru dürüst bir kritiğinin yapılamaması,ciddiyetsizlik ve kalitesizlikten kaynaklanmaktadır.Bunun temelindede, dünya ile ilişkilerin Vahiy bağlamında inşa edilememesi bulunmaktadır.
007.43-Biz Onların Göğüsleri’nde Kin’den ne varsa çekip aldık. Altlarından da Irmaklar akar. Derler ki:" Bizi buna ulaştıran Allah'a Hamd olsun. Eğer Allah Bize hidayet vermeseydi Biz Doğru’ya erişmeyecektik. Andolsun, Rabbimiz’in Elçiler'i Haqq ile geldiler." Onlar’a: "İşte bu, yapmakta olduklarınıza Karşılık olarak Mirascı olduğunuz Bahçe'dir" diye seslenilecek.

Kişi ne kazandığına görmek için, ellerine baksın! Cennet kişinin elleriyle kazanımıdır.Elleriyle  Hayr biriktiren Cenneti kazanır. Servet biriktirense  ateşi hak eder.
007.44-Bahçe Ashabı, Ateş Ashabı’na seslenirler: "Bize Rabb'imizin wadettiği gerçekleşti, Size de Rabb'inizin wadettiği gerçekleşti mi?" Onlar da: "Evet" derler. Sonra içlerinden biri seslenir: "Allah'ın Laneti Zalimler’in üzerine olsun."
007.45- "Ki Onlar Allah'ın Yolu’ndan alıkoyanlar, onda Çarpıklık arayanlar ve Onlar Ahiret'i tanımayanlardır."
007.46- İki Taraf arasında bir Engel ve A’raf üstünde (Sur’un Burçları üzerinde)  de hepsini yüzlerinden tanıyan Adamlar vardır. Bahçe’ye gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar,  henüz girmeyen ama girmeyi umanlardır.

Hesap Günü İnsanlar bölük bölük,sınıf sınıftır. Kimileri Cennet’e girmiştirler,kimileri de Ateştedirler. Kimileri de daha henüz A’rafta  sırasını beklemektedirler.Yüksek burçlar üzerindeki görevliler;yüzlerindeki nurdan ve işaretten (alınlardaki secde izi)  tanıdıkları mü’minlere “Selam selam size” derler.
007.47-Gözler’i Cehennem Ashabı’ndan yana çevrilince: "Rabb'imiz, Bizi Zalimler Topluluğu’yla birlikte kılma" derler.
         A'raf’taki Tartışmalar: 48-53
007.48-      A'raf üstündeki Adamlar, kendilerini Yüzleri’nden tanıdıkları Adamlar’a seslenip derler: "Ne toplamış olmanız, ne de büyüklenmeniz Size Yarar sağlamadı."

Yine A’raf üzerindeki görevliler ayni şekilde yüzlerinden tanıdıkları adamlara (Mükezzibin yüzlerinde nurdan ve secde izinden eser yoktur. Onların yüzleri dünyada olduğu gibi somurtkan,kara kaya gibi soğuktur.) dünyada kenz edip biriktirdiğiniz ve yoksul ve mahrumların haklarını/paylarını mülkiyetinize geçirmeniz size bir fayda sağlamadı.Dünyadaki büyüklenmenizde bakın boşunaydı. Şimdi buradasınız ve kendi ellerinizle kendinizi aşağılayıcı bir azaba mahkum ettiniz. Aşağıladığınız ve haklarından mahrum bıraktığınız,bahçelerinizin yakınından bile geçmelerine izin vermediğiniz  o yoksul,mahrum mü’minlere ise;onlar korkmayacak ve mahzunda olmayacaklardır. Onlara; ”girin Bahçelere;selam, selam sizlere!” denecektir.Herkes ektiğini biçecek,ettiğini bulacaktır.
007.49-Kendilerine Allah'ın bir Rahmet eriştirmeyeceğine Yemin ettiğiniz Kimseler bunlar mıydı? Girin Bahçe'ye. Sizin için hiçbir Korku yok’tur ve Siz Mahzun da olmayacaksınız."
007.50-Ateş Ashabı, Bahçe Ashabı’na seslenir: " Bize biraz Su’dan ya da Allah'ın Size verdiği Rızıq’tan aktarın."
Derler ki: "Doğrusu Allah, bunları Küfredenler’e haram kıldı."

Dünyada Allah’ın insanlık için yarattığı nimetleri nasıl mahrumlara haram kıldıysanız,bu sefer burada mü’minlere lutfedilen nimetler de günahkar mücrimler olarak size haram kılınmıştır.O mücrimler dinlerini oyun ve eğlence edinmişlerdi.Olsada olur olmasada olur babından. Dünya hayatı onları ayartmış,dünyaperest kılmıştı.Bu hayatın sonu yok zannettiler ve bu zanlarına gerçekmiş gibi iman ettiler. Ahiret hayatının olacağına ve hesaba çekileceklerini unutmuşlar yada hiç inanmamışlardı.Böyle olunca Allah’ta onları O Gün unutacak(!) tır.
007.51-Onlar, Dinleri’ni bir Eğlence ve Oyun edinmişlerdi ve Dünya Hayatı Onlar’ı aldatmıştı. Onlar, bu Günleri’yle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim Ayetlerimiz’i tanımadıkları gibi Biz de Bugün Onlar’ı unutacağız.
007.52-Andolsun, Biz Onlar’a bir Kitap getirdik, inanacak bir Qawm’e bir Hidayet  ve Rahmet olmak üzere bir Bilgi’ye dayanarak O’nu Çeşitli Biçimler’de tafsilatlandırdık.
007.53- Onlar, O’nun Te'wili’ne bakmazlar mı? Te'wili’nin geleceği Gün, daha önce O'nu unutanlar, derler ki: "Gerçekten Rabbimiz’in Elçileri Bize Haqq'ı getirmişlerdi. Artık Bize şefaat edecek yok mu? Veya Geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Kendilerini Hüsran’a uğrattılar. Uydurdukları Şeyler de onlar’dan uzaklaşmıştır.

Allah’tan niyazda bulunurken muqarrebsınıftan,Ebrardan olmayı  temenni etmeliyiz. Ibadurrahmanlar Rablerinden;    "Rabb'imiz, bize Eşlerimiz’den ve Soyumuz’dan Göz aydınlığı olacak armağan ver ve bizi Taqwa Sahipleri’ne Önder kıl," diyenlerdir.” Şeklinde niyazda bulunurlar.İbrahim ve İsmail Aleyhisselamın dualarında olduğu gibi;
002.128-"Rabb'imiz! İkimizi sana teslim olmuş kıl ve Zürriyetimiz’den da sana teslim olmuş bir Ümmet. Bize Menâsıq’ı göster ve Tewbemiz’i qabul et. Elbette Sen Tewwab'sın ve Rahim'sin."
002.129-"Rabb'imiz! İçlerinden onlara bir Elçi ba'set, onlara Ayetleri’ni tilawet etsin, Kitab'ı ve Hikmet'i öğretsin ve onları arındırsın. Elbette Sen Aziz'sin, Hakim'sin."[6]

Ey Ademin Evladları!Size hiçbir faydası olmayacak gelip gecici şeyler peşinde koşuşup yarışa tutuşmayın.Eğer gerçekten akleden bir kavim iseniz,yarışacağınız şey hayr olmalıdır. Hayrda yarışanlara verilen ebedi nimetler dünyadakiler gibi değildir.Yarışmaya değer olan Ahiret Yurdundaki nimet ve saadet dolu Bahçelerdir. Ya yatak ve yorganı Haviye olan Cehennem azabı!? Yiyecek olarak kaynar bir irin ve boğazı yırtarak geçen zakkum! Bu elim azab; fahşadan teberri etmeye değmezmi!? Fıtrata sadaqat göstermeye yetmezmi? Evet akleden ve düşünenler için bunların her biri Allah'tan sakınmaya,azmetmeye  değer konulardır.
83.22-Gerçek şu ki, Ebrâr, elbette Ni’metler içindedirler.23-Tahtlar üzerinde seyretmektedirler.24-Ni’met’in Parıltısı’nı Sen Onların yüzlerinde tanırsın. 25-Onlar’a Mühürlü, Katıksız bir Şarap’tan içirilir.26-Ki onun sonu Misk’tir. Öyleyse, Değerli Şeyler’e ulaşmak için (can atanlar) bu (cennet içkisi)ni hedeflesinler.27- Onun Karışımı Tesnim'dendir.28-Bir (nimetin) Kaynak ki, Muqarrebler O’ndan içer.[7]

Ey Talib!
 Her hayattaki insana olduğu gibi,Rabbin; sana gayb aleminden uyarıcı haberler,tablolar ve tasvirler lutfetmektedir.Ki Cennetin muhteşem ve harkulade güzelliği,çekiciliği ve cazibesini grüp salihatlara sarılasınız,cehenneminde dehşet verici azabına şahit olup fahşayı,kötülüğü terk edesiniz. Dünya bir nevi A’raf  konumunda. Geri dönme pişmanlığı daha henüz söz konusu değildir. Cehennemin elim azabından kurtuluş imkanı ve fırsatı henüz elimizdedir. Cennet Bizi beklemektedir. Yeterki Rabbine yönelme iradesini ortaya koyabilesin.Kişiye özel,mühürlü ve hatemuhu misk olan,şereflilere özel kadehlerde ikram edilecek bu nimet; azmetmeğe ve sabretmeğe değerdir.İşte yarışanlar bunun için yarışsın.Ne diye vaktinizi ve emeğinizi ölümle heba olacak ve ondan sonra da hiçbir fayda da sağlamayacak şeyler peşinde israf ediyorsunuz? İradenizi ve vaktinizi israf etmeyiniz. Mü’minler ömürlerini ve iradelerini tasarruf ederler. Tasarruf Rabbin öğrettiği ve istediği gibi davranmaktır. İsrafsa apaçık düşman olan şeytanın weswesesine uymak ve harcamaktır.Basiret sahibi ıbadurrahmanlar; dünyevi bağlardan kurtulmuş, Rabbe yönelmiş; bu hayatın sonunu hatemuhu misk kılmıştır. Görebilmek ve yaşayabilmek iradesi ve azmi ile Rabbimizin bir an dahi bizi bize bırakmaması,Ibadurrahmanlar olarak finali tamamlamayı nasip etmesi  dileğiyle.

Hülasa
Rabbül Alemiyn insanları açık açık uyarmakta,yol götermektedir.  Beşeriyet  Ahiret Yurdunda üç sınıf olacaktır. İman edenler,iyiler:Bunlarda iki kısımdır:Muqarrebun, çoğunlukla  geçmiş ümmetlerden,pek azı sonrakilerden.Diğeri Ashabı yemin. İyiler/Ebrar; Dünyadayken Allah'a ve Rasulüne iman etmişlerdir.Gayba inanır,Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri açıktan ve gizli olarak sarf ederler.Namazı ikame eder,zekatlarını verirler.haramlardan sakınırlar,hayırda yarışırlar.[8] Yaşam tarzları İslamın ilke ve kurallarına göredir.Dünya görüşleri Vahiyle oluşmuştur. Allah için severler,Allah için buğz ederler.Ahiret Yurdunda mükafat olarak onlara, Cennet ve hesapsız nimetler sunulacaktır.
Kötüler;Mükezzibin:Bunlar bedbahlardır. Dünyada Allah yokmuş gibi yaşarlardı.Ne haramı bilirlerdi,ne sevabı!Dünyaya,nefsani arzulara,zevk ve eğlencelere,moda,müzik,spora daldıkça dalarlar,Allahı unuturlardı.İstikbarın Modern laik yaşam tarzını kendilerine seçmişlerdi. Kimisi diliylede inkar eder,kimisi bizde inanıyoruz derlerdi.Ama Allah'ı hayatlarına karıştırmazlardı.Heva ve hevesleri ne emrediyorsa yerine getirirlerdi.Onlar böyle yaşayınca;yaptıklarına karşılık Allah ta onları Cehennemde unutacaktır.


Elhamdulillahirabbilalemiyn!




[1] Ayet mealleri; Kayseri Ulumul Hikme Okulu; Kemal Ersözlü’nün çalışmalarından alınmıştır.
[2] 56 Süre i Vakıa.
[3] 012.Süre i Yusuf 103-   “ Sen Şiddetle arzu etsen bile İnsanlar’ın Çoğu inanacak değildir.”

[4] 089. « Süre i Fecr 27- « Ey Tatmin olan Kişilik! 28-  Artık dön Rabb'ine, Hoşnut edici ve Hoşnut olunmuş olarak.  29-      Artık gir Kullarım’ın arasına, 30-  Gir Bahçem’e. »
[6] 2 Süre i Bakara
[7] 83 Süre i Mutaffifin
[8] 2 Bakara 177

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder